(1)
Şehit Albay Abdullah Abdurrahman
1960 yılında kurulan Bağdat Türkmen Kardeşlik ocağı başkanı Albay
Abdullah Abdurrahman, Irak Türklerinin tanılan büyük liderlerinden
Biri olarak, 16 Ocak 1980 tarihinde Saddam rejimi tarafından her türlü
İşkencelere maruz kalarak, Milli dava arkadaşları Dr: Necdet Koçak,
Adıl Şerif,
Dr: Rıza Demirci
İle birlikte idam olmuşlardır.
Şehidimiz yaşamını Milli Türkmen davasına adayarak, 14 Temmuz 1959
Tarihinde Molla Mustafa Barzani Kürt Peşmergeler, Komünistler İş
Birliği ederek, Kerkük katliamında çok sayıda Irak Türklerini ağaçlara
Asarak, iki yöne ters giden arabalara bağlayarak, param parça ederek,
Caddelerde sürükleyerek, acımasız öldürmüşlerdir.
Büyük liderimiz Albay Abdullah Abdurrahman, 14 Temmuz Kerkük
Katliamını bir an önce durdurmak için, Tazehurmatu ilçesine gizli
Yolla Başkent Bağdat'ta ulaşarak, üç gün üç gece süren katliamı
Durdurarak, Milletimizi bu büyük katliamdan kurtarmıştır.
Irak Türklerinin büyük milli dava mücadele dolu tarihine şanla geçmiştir.
Albay Abdullah Abdurrahman 1913 tarihinde, Kerkük Musalla mahallesinde
Göz açmıştır, öğrenci günlerini Kerkük'te geçirerek Bağdat'ta Harp
Okulundan başarı ile mezun olmuştur.
1941 Tarihinde İngilizlere karşı, Milli Irak hareketine katılarak 1941
Yılında Filistin'i kurtarmak amacıyla büyük General Mustafa Ragıp ve
Ömer Ali Paşa ile birlikte bu savaşta başarılı olarak harekete yer
Almıştır.
1958 tarihinde Kerkük ikinci Tümen Komutan Yardımcısına atanmıştır.
Şehidimiz Albay Abdullah Abdurrahman 14 Temmuz 1959 yılında Kerkük
Katliamından kurtulmakla, Tazehurmatu ilçesi yoluyla Irak
Cumhurbaşkanı Abdülkerim Kasım ile görüşerek, Kerkük'ün kanlı
Katliamını bildirmiştir, böylece devrim komuta konseyi başkanı General
Abdülkerim Kasım, Kerkük'e ordu göndererek, şehidimiz Kerkük
Türklerini üç gün süren büyük katliamdan kurtarmıştır.
Sonradan Emekli olan Albay Abdullah Abdurrahman Bağdat'ta 1960 yılında
Kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağında 1964 yılından 1976 yılına kadar,
Ocağın başkanlığını milli mücadele Türkçülük duygularıyla görüşleriyle
Başarıyla yürütmüştür.
Uzun süre başkanlık yaptığı sıralarda, Irak Türkleri ile yakından
İlgilenerek, tüm Türkmen köylerini, ilçelerini, şehirlerini,
Bölgelerini dolaşarak, her kes ile ilgilenerek yakından tüm insanlara
Her türlü yardımda bulunmuştur, böylece tüm Türkmenelinde Mendiliden,
Telafer, Aziziye'ye kadar milletimiz tarafından sevinmiştir ve onun
Sevenleri defalarca onu Ocak başına seçerek getirmişlerdir.
Albay Abdullah Abdurrahman milletini sever aşırı bir Milliyetçi Türkçü
İdi çalışkan yiğit, atılgan vatanını, bayrağını, toprağını ve Kerkük
Tüm Irak Türklerinin bölgelerini seven gönlü aşkla sevgiyle
Coşarak atmaktaydı.
Arap Baas partisi Irak Türklerine karşı uygulamış olduğu sindirme,
Asimilasyon yok etme politikası, önde Türkmen Kandaşlık Ocağını bir an
Önce kaldırıp, yok etmesi ön plandaydı, her bir türlü baskısıyla
Millet tarafından sevinen Albay Abdullah Abdurrahman başkanı Ocaktan
Uzaklaştırmak planını gündemde yer almaktaydı, bunu Türk düşmanı olan
Dönemin başkan yardımcısı Saddam Hüseyin uygulama katılmiştir.
1976 yılında Albay Abdullah Abdurrahman Kardeşlik Ocağı başkanı iken,
Baas partisi Saddam rejim tarafından onu Ocak'tan bir türlü zorla
Seçim yapılır diye uzaklaştırılmıştır.
Türkmen Kardeşlik Ocağından uzaklaştırıldıktan sonra 1979 yılında dava
Soydaşları
Dr Necdet Koçak,
Adil Şerif,
Dr Rıza Demirci
ile birlikte tutuklanarak, 16 Ocak 1980 tarihinde şehit edilmiştir.
Ben Albay Abdullah Abdurrahman şehidimizi 1970 yılından tanıyorum
Evimiz Bağdat'ta olduğu sırada sürekli olarak Kardeşlik Ocağına
Giderek onunla görüşmekteydim ve ondan milli davamız ile ilgili
Sorular sorarak bilgi almaktaydım, o dönemde en küçük yaşta Ocağa üye
Olmuştum, ayrıca liseden mezun olduktan sonra Üniversite hayatimi
Kardeşlik ocağına bağlı Şehidimiz Rıza Demircinin açmış olduğu 36
Kişili yurtta kalıyordum, çünkü Arap Baas partisine girmediğimden
Dolayı hükümet yurduna alınmadım ve Türkmen Kardeşlik ocağının
Yurdunda eğitimi bitirdim.
Sonradan şehitlerimiz tutuklanarak idam olduktan sonra bende ayni
Yılda tutuklandım ve tutuk evinde acı durumlarını işkencelerini
Duydum idam olduklarına çok zorlukla dayandım, artık onlar şehit
Oldular, ölmediler gönlümüzde büyük milli davalarıyla yaşamaktadırlar.
Ve tüm milli Türkmen kuruluşlarımız bugün onların temiz kanlarıyla
Kurularak gençlerimiz, erlerimiz, baba yiğitlerimiz mücadelelerini
Onların bırakmış oldukları izleriyle sürdürmektedirler.
(2)
Şehit Necdet KOÇAK
Irak Türkleri 85 yıl boyanca çok sayıda katliamlar, soykırımlar,
Sürgün, tutuklama kaçırma olaylarla meydana gelerek, çok aydın
Kahraman, yiğit insanlarımız Türk olduğundan dolayı yargılanarak,
İdam, ölüm işkence, baskı saldırı, patlama olayları ile haksızlıklara
Maruz kalmışlardır.
Bu efendi millet çok sayıda yiğit, atılgan, korku bilmeyen liderler
Yetiştirerek, kıyıcı Irak diktatörleri Saddam tarafından acıcasına
İdam olmuşlardır.
Katliamların tek amacı bugün olduğu gibi, tek hedefleri Irak
Türklerine sindirme yok etme politikasını uygulamaktadırlar.
Kerkük şehri bir Türk şehri olarak, uzun yıllardan beri kendi
Yurtları, Toprakları olan Kerkük bugün Saddam rejimi döneminde olduğu
Gibi, Türkleri Kerkük'ten çıkarmak önce Araplaştırma politikasından
Sonra, Amerika'nın destek, yardımıyla Kürtleşme planını
Kullanmaktadırlar.
Saddam'ın yolunda yürüyen Barzani, Talabani kıyıcıları çok sayıda Irak
Türklerini kurşuna dizerek, şehit etmişlerdir,
Ve 31/08/ 1996 yılında Irak Türklerinin önde gelen liderlerini Saddam
Rejimine teslim ederek, idam etmişlerdir.
Saddam döneminden sonra Amerika, İsrail ile iş birliği yapan Barzani,
Talabani Demokrasi diye, birçok Irak Türklerinin başta gelen
Liderlerine pusu kurarak şehit ederek öldürmüşlerdir.
Ve birçok Kerkük, Erbil, Telaferli Tuzhurmatu ve tüm Türkmenelinden
Türkleri tutuklayarak kaçtırmışlardır.
Diktatörün kopyaları olanlar tüm dersleri Saddam'dan alarak, kendi
Milletlerine bile işkence yaparak, çok insanları iki tarafta
öldürmüşlerdir.
Saddam rejiminin iki cani ile hiçbir ayrımı olmadan, Saddam Irak
Türklerine karşı büyük cinayet işlemiştir, Saddam kin ve nefreti ile
Irak Türklerine hiç acıyamadı, her ramazan, Bayram günleri idam
Tutuklamalar başlardı, acı sert kıyarcasına Türklere karşı yok etme
Politika uygulamaktaydı.
Bunların en önemlisi 1980 16 Ocak büyük Irak Türklerinin önde gelen
Liderlerini idam etmiştir, bu liderlerden Doç. Dr Necdet Koçak, Emekli
Albay Abdullah Abdurrahman, Dr. Rıza Demirci,
Adil Şerif.
Ben onlar tutuklamalarını işkence sırasında olduğumda tutuklanan
İnsanlardan duymuştum, sormuştum onlarla tutuk evinde olan insanlar
Tam olarak, durumlarını anlatmışlardır, her türlü işkencelerini
Söylediler.
1981 tarihinde Irak muhaberatına bağlı Mahzen bölümünde olduğum sırada,
Dr, Rıza Demirci ile karşılaştım ben alt kat numara 7 Dr Rıza Demirci
Numara 38 üst katta kalıyordu ona çok işkence yapmıştılar, bu
İşkenceye dayanmayan Dr, Rıza elinin damarını keserek ve onu alıp
Hastaneye götürürüz diye, bir daha onu göremedim en son 1982 yılında
Suudi Arabistan Irak sınırının bir hapishanesinde olduğunu söylediler.
Şimdiye kadar ailesine bile şirin cesedi verilemedi.
Yarbay Abdullah Abdurrahman ve Dr Necdet Koçak her türlü işkenceye
Uğradılar gözlerini bile kayıp ettiler, Türkiye'den, Türkçülük davası
İle ilgi idam oldular, onlar tutuk evinde oldukları sırada haklarında
Irak hükümetine istihbarat, emniyete bilgi verenler arasında birkaç
Kişi var idi bugün cezalarını buldular,ve bulacaklar tutuk evine atılan ve Irak
İstihbaratında görev alan giymiş oldukları giyimleri yırtık, pislik
İçinde yüzü eli kanlar içinde Irak Muhaberatı için çalışanlar arasında çok
Sayıda ajanlar bulunmaktaydı.
Bu ajanslar birçok Türkmenlerin seslerini teyp kasette kayıt ederek
Onları zorla konuşturmuşlardır.
Tutuk evinde işkence durumunda beni yanlış getirdiler diye yakında
Serbest olacaksın demeleri ajanslar Türkmenler hakkında her türlü
Yalan bilgileri Berzan El Tikrit Muhaberat başkanına vererek
ulaştırmaktaydılar, Irak'ın her yerinde kendisi paraya satan ajanslar, hainler işbirlikçiler çok
İnsanların ellerinden raporlar yazarak idama göndermekteydiler.
Saddam Muhaberatı tüm Türkmenlere şehitlerimize acımadan onlarının yazmış oldukları raporlarının
sonucuyla işkenceler uygulamışlardır.
Dört liderimizin hakkında Türkiye devleti sesiz kalmayarak girişimde bulunarak idam
Olmalarına karşı durarak özgür olmalarına uğraşarak, Saddam diktatörü karşı çıkmasıyla
Irak Televizyonunda Türkiye adamlarını soruyor Türkmenleri,
İstiyor koruyor burada Türkiye'nin adamları varsa, gelip götürsün, bu kadar Türkiye’ni
Girişimlerine rağmen, kıyıcı Saddam rejimi tahditler savurarak
Liderlerimizi idam etmişlerdir.
Büyük dava adamı Necdet Koçak dava arkadaşları ile tutuklanarak, uzun
Süre işkence gördükten idam olmuştur.
Şehidimiz Necdet Koçak Irak Türklerinin önde gelen Türkçü, milliyetçi,
Ülkücü liderlerden olarak 1939 yılında Türk şehri Kerkük Avcı
Mahallesinde anneden olmuştur, Türkiye'ye 1958 gelerek Ankara
Üniversitesi Ziraat fakültesinden 1962 mezun olmuştur.
1967 tarihinde doktorluğunu almıştır 1970 tarihinde Bağdat'ta sulama
Makine başkanı olmuştur.
Necdet Koçak 22. 3. 1979 tarihinde Türkçülük, Türkiye'den dolayı 16
Ocak 1980 yılında Bağdat Severe Devrim yargı evi Saddam rejimi
Tarafından idam olmuştur, tüm işkenceler Berzan El Tikriti tarafından
Uygulanmıştır.
Necdet Koçak Irak Türklerinin çalışkan, yorulmayan Türkçülük davasına
Sahip çıkan, disiplinli bir lider idi. davasına inançlı, imanlıydı,
Irak muhaberatında türlü insanlık dışı işkencelerden sonra, Abu garip
İdam odasına kendisi ile dava arkadaşları ile götürmüşlerdir.
Şehidimiz Necdet Koçak ile birlikte, dayanılmaz korkunç işkencelere
Karşı konuşmadan, itiraf etmeden kimsenin adını vermeden, dayanarak,
İdam olmuştur.
Onun gibi bir yiğit, kahraman milli Türkçülük, milliyetçilik davası
Yolunda, onlarca Türk gençlerinin örgütlenmesi, teşkilatlı olması,
Yetişmesi onun sayasındandır, bugün tüm Türkmen kuruluşlarımız ve
Türkmen Partilerinin kuruluşu, onlar vermiş oldukları temiz
Kanlarıyladır.
Necdet Koçak her bir yönüyle üstüne düşen büyük Türkçülük, ülkücülük
Görevini yerine getirmekteydi, Irak Türklerini ve tüm dünya Türkleri
İle ilgilenmekteydi.
Her insanı severek yardımlaşırdı.
Benim üçüncü defa idi gizli yol ile Türkiye'ye gelişim şehidimizle 1976 tarihinde
Cebeci, site yurdunda tanışmıştım, orada öğrenim gören kan
Türkmen Ülkücü kardeşlerimi görmeye giderek, onun bir konuşmasına hazır oldum, Irak
Türklerini yakından tanımaktaydı, bizlere, örgütlenmeyi,
Teşkilatlanmayı deflerce öneriyordu, bana gizli çalışmayı, sürekli
Olarak okumayı okulumuzu başarmayı söylüyordu, bende önden bir kaç ay
Sonra tutuklandım kendisiyle dava arkadaşlarının adlarını Irak gizli
Servisi tarafından tutuklanan insanlardan çok üzülerek duydum, o anda anladım ki
Bizleri Saddam yönetimi yok etmeyi planlıyordu.
Necdet Koçak Irak Türklerinin ölmeyen, Türklük simgesidir bizlere bir
Umut ışığıdır, idealist, kültürlü, üstün milli bilgiye sahip olarak,
Alçak gönüllü, hoşgörülü düzenli ilkesine bağlı olarak, yorularak çalışmaktaydı.
İradeli, disiplinli davranışları Türkçülük prensibini yansıtıyordu.
Necdet Koçak Türkçülük mücadelesi yolunda, vatansever, milliyetçi ve
Kerkük Türk şehrinin, ölmeyen bir simgesidir, milli dava yolumuzun
Rehberidir, şehidimiz gönlümüzün derinliğinde yaşayarak, yaşamaktandı,
Şehidimiz bizimledir gönlümüzdedir. Yaşamaktadır.
Ey Şehidim senin uzun yıllar milletimiz için vermiş olduğun,
Mücadeleni konuşmak, yazmakla
Bitemez.
Bizim için çizmiş olduğun Türkçülük yolunda, milli davandan hiçbir gün
Ayrılmayacağız, azimle, inançla bu davamızı sürdüreceğiz, ne mutlu büyük Türk
Milletine, Irak Türklerine, ülkücü, Türkçü Türk dünyasına öyle bir
Büyük lider yetirdi.
Büyük dava adamını Kerkük Türkünü kurtarmaya gönderdi, ruhun şad
Olsun, ölmeyen şehidim sen ölmedin, şehidim sen bizimlesin sen bizimle
Her an varsın yaşıyorsun.
(3)
Şehit Rıza DEMİRCİ
Irak Türklerinin yüce mücadele milli dava tarihinde, büyük değerli
Liderlerimiz, kahramanlarımız, yiğitlerimiz ön sırada
Görünmektedirler.
Türkçülük, milliyetçilik alanında, kutsal görevlerini üstün
Başarılarla başararak, bu uğurda kanlarını, canlarını, tüm varlıkların
Vererek, şehit düşmüşlerdir.
Üçüncü liderler şehitlerimizden olan
Dr: Rıza Demirci çocukluk yaşlarından, kendisini Türkçülük milli
Davaya mücadeleye adayarak, milli prensibinden, milliyetçilik yolundan
Vazgeçmeden, uzun yıllar Irak Türkleri öğrenciler için, büyük yardımda
Bulunmuştur.
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, 1928 yılında Kerkük Musalla mahallesinde doğmuştur.
İlk, orta, lise okullarını öğrenimini Kerkük Türk şehrinde bitirerek,
Kerkük Lisesinden mezun olduktan sonra, yüksek diplomasını yapmak
Üzere Türkiye'de İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesinden 1951
Yılında mezun olmuştur.
Erbil ve Kerkük Orman Bölge Müdürlüklerinde çalışmıştır.
1959 Tarihinde, tekrar Türkiye öğrenim için giderek İstanbul
Üniversitesi Orman Fakültesinden test doktorasını almıştır.
Irak'a döndükten sonra, Bağdat Orman Genel Müdürlüğünde Daire
Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, Başkent Bağdat'ta 07.05.1960 tarihinde
Kurulmuş olan Türkmen Kardeşlik Ocağı'nın kurucularındandır.
Uzun yıllar Türkmen Kardeşlik Ocağında çalışarak, birçok başarılı
İşlerde önem kazanarak, Irak Türkleri tarafından sevinerek, onun
Yapmış olduğu projelerinden, En önemlisinden birisi, Kardeşlik Ocağına
Bağlı, Türkmen öğrenci yurdunun açılması ve bu görevi kendisi
Yöneterek, çok sayıda Türkmen öğrencilerini, liseden mezun olanları
Tahsillerini yapmak için, türlü çalışmalarda, yardımda bulunmuştur,
Bağdat'ta öğrenim yapan, 36 öğrenci bu yurtta her türlü destek, yardım
İle başarıyla, okulunu bitirmişlerdir, bu yurtta önde gelen
Milliyetçi, sağlam, temiz çalışkan Türkçü gençler ulaşmıştır ve birçok
Öğrencilerde Türkçülükten dolay idam olmuşlardır ve birçok
Öğrencilerde hapishaneye uzun yıllar atılmışlardır
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, Türkmen Kardeşlik Dergisi'nin
Yayınlanmasında büyük rolü, katlısı olarak, Irak Türkleri hakkında
Tarihi araştırmalar yazarak önemli konuları ele alarak Irak
Türklerinin nüfusunu bulundukları bölgeleri, şehirleri, köylerini ve
Yerleşim yerlerini gündeme getirmekte büyük çabalar göstermiştir.
Dr. Rıza Demirci, Irak Türklerinin büyük bilim şahsiyetlerinden önde
Gelerek Ormancılık alanına gelişmelerde önemli katkıları bulunmuştur.
Dr. Rıza Demirci milli Türklük davasına, milletine inanarak yolundan
Hiç taviz vermeden yurdunu, toprağını, Kerkük tüm Irak Türklerini Türk
Dünyasını seven biri olarak görevine, milletine bağlı yiğit, atılgan
Kahraman bir lider idi,
Lider şehidimiz Dr. Rıza Demirci Saddam rejimi tarafından tutuklanarak
Kıyıcı Berzan El Tikriti 1979 tarihinde diğer dava soydaşları Albay
Abdullah Abdurrahman, Dr. Necdet Koçak,
Adil Şerif
ile birlikte tutuklanarak 16 Ocak 1980 tarihinde idam olmasına rağmen.
Şehidimizin bugüne kadar cenazesi ailesine verilmemiştir.1989 yılında
İdam olduğu ailesine diktatör rejimi bir yazıyla bildirmiştir.
Şehidimizle Türkmen Kardeşlik ocağında üniversite döneminde kalmış
Olduğum Türkmen öğrenci yurdu, sıralarında tanımıştım, ona bana yardım ederek bizlere Arap Baas
Rejiminin Yurt vermediği sırada bizimle çok
İlgilenerek, bizlerin çalışmamızı, bir an önce göreve katılmamızı
Üstün başarılar sağlamamızı, her zaman onarırdı ve bizlere her türlü
Yardımda bulunurdu destek verirdi,
Ayrıca Şehidimizle 1980 yılında Irak gizli servisi Muhaberat denilen Mahzen
Adılı Abu Garip tutuk evinde karşılaştım, ben 7 numaralı odada olduğum
Sırada, kendisi yukarı katta kalıyordu, her türlü işkence gördükten sonra,
Onu başka bir yere götürdüler, en son ondan haber aldım, Suudi
Arabistan (Hiyat) sınırında olduğunu anladım ve gizli kimsenin
Bilmediği bir Arap çölünde yüzlerce tutuklarla yaşadıklarını
söylediler.
Türk şehitlerimiz Dr Rıza Demirci hiçbir zaman canlarını, kendilerini
Düşünmeden Türk inançları, ilkeleri, toprakları, yurtları, Türk
Milletleri, bayrakları, Kerkük, Türkiye uğrunda, şehit oldular, tüm
Şehitlerimizin ruhları şad olsun, mezarları nurla dolsun ne mutlu
Bizlere, yollarında can vererek, şehit olmak, hiçbir zaman yolumuzdan,
Prensip, Türkçülüğümüzden bizleri uzaklaşmayacağız, Ne Mutlu Türk'üz,
Türk kalacağız.
(4)
Şehit Adıl ŞERİF
Adıl ŞERİF adı, şanı yüce olan büyük Irak Türklerinin tanınan yiğit
Atılgan ölmeyen yaşayan şehit liderlerimizdendir.
Adil ŞERİF uzun yıllardan beri, kendisini bu milli Türkçülük davası
Yolunda özveri vererek, içli duygularıyla ölümden şehitlikten
Korkmadan millet, toprağı Kerkük Türkmeneli için, milli mücadele
Görevinden uzaklaşmadan, eskiden olduğu gibi canını, kanını bu milli yola adamıştır.
Ve büyük bir teşkilatçı olarak, milletinin hakkını koruyarak,
Uzun yıllar çalışarak, düşmanlardan 1959 Kerkük Katliamının hakkını önde gelen
kardeşlerimizle birlikte almışlardır.
Adil ŞERİF 1928 Kerkük Türk şehrinde dünyaya gelerek, ilkokulunu
Bitirdikten sonra iş hayatına atılarak, bu alanda milletimize çok
Katkıda bulunarak, yardımlar sunmuştur.
Şehidimiz Adil Şerif milli mücadelesin dehada fazla sürdürmek için
Bağdat'a yerleşerek, milli davası uğrunda her türlü yardım etmeye
Başlamıştır.
Yıllar boyu iş hayatında çok başarılar kayıt ederek, çok sayıda baba
Yiğit kahraman gençleri, erleri öğrencileri milli dava yolunda
Yetirmiştir.
Türk milletine gönülden bağlı olarak, milli Türkçülük davası teşkilatı
Yolunda büyük özveri göstererek, uzun yıllardan milli davası için
Kerkük uğrunda her bir alanda yorulmadan çalışmaktaydı.
Şehidimiz Adil Şerif Türk milletine karşı her bir maddi, manevi
Yardımlarla her türlü fedakârlığını göstererek, yoksullara hastalara
Her türlü yardımda çapa sarf etmiştir.
Adil Şerif Kerkük'te en önde gelen çok önemli şahsiyetlerden
Sayılarak, Hiçbir zaman yardımdan, çalışmadan geri kalmadan milletçe
Sevilen ve değer verilen yakınlık gösterilen saygılı biri olarak
Millet içinde çocukluk yaşlarında büyüdüğü için Irak Türklerine karşı
Büyük sevgisini ve saygısını iletmekteydi.
Şehidimiz Adil Şerif Molla Mustafa Barzani Peşmergeler ve komünistler
Tarafından 14 Temmuz 1959 Kerkük katliamında milli mücadelesini
Sürdürmek üzere büyük bir teşkilat başına geçerek, çok sayıda
İnsanları yetirmiştir ve Kerkük katliamında şehit olan kardeşlerinin
Haklarını kahramanca almıştır.
Bu uğurda şehidimiz kanını, canını Türk milleti için vermeden bir an
Bile kaçınmadı ve milleti için her şeyini vererek, yardımdan özverinde
Bulunmuştur.
Şehidimizi ilk defa 1972 yılında ve 1976 yılında Bağdat'a görüşerek
Düşüncesinden milli görüş teşkilatından çok yaralanmıştık, ayrıca 14
Kerkük katliamında mücadelesinden dersler almıştık.
Ölmeyen Şehidimiz Adil Şerif 1979 yılında tutuklanarak her türlü
İşkenceden sonra dava kardeşleri Yarbay Abdullah Abdurrahman, Dr-
Necdet Koçak
Dr Rıza Demirci
İle birlikte 16 Ocak 1980 tarihinde kıyıcı Saddam tarafından idam edilmiştir.
Onun vermiş olduğu uzun yıllardan beri Milli dava Mücadelesiyle
Gönlümüzün her atışında anılacak ve onu hiçbir zaman unutmayacağız o adıyla,
varlığıyla milli mücadelesi ile gönlümüzde, tüm dava arkadaşları ile tüm Türkiye,
Türk dünyası Irak Türk şehitleri ile duygumuzda bilinç, düşünce yaşamımızda yaşamaktadırlar.
|