Türkmenlere halk olarak, Irak´ta ne silahlı güç kurmaya fırsat veriliyor, ne de siyasi hareketlerimiz Bağdat´taki gözardı siyasetinden kurtarabiliyor. Bugün Türkmen halkı az da olsa ayakta dura bildiyse dili sayesinde olmuştur. Ama gel gelelim bu dili kuşaklara daha iyi öğretebilmek için eğitimsel araçlara karşı gözardı siyaseti aynen devam ediyor. Saddam rejimi döneminde Türk dili ve Edebiyatı bölümü Kerkük´te açılmasına yasak getirilmişti. 2003 yılında Saddam rejiminin devrilmesiyle bu bölüm Irak Türkmen Cephesi ve Türkmeneli işbirliği Vakfı´nın üstün çabalarıyla Kerkük Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesi içinde açıldı. Bu bölümün Kerkük´te açılması, Türklüğümüzü ve kültürümüzü gelecek kuşaklar anlatmak ve ayakta tutmak için çok önemli bir etkendir. Bölümün içinde deneyimli hocaların olmasının yanında Türkiye´nin en iyi üniversitesinde yüksek lisans eğitimi alan, arı gibi çalışan pırıl pırıl gençler var. Bölümün ayakta tutabilmekt için Türkmen davasına söz veren bu gençlerin maruz kaldıkları sıkıntılar, insanı çileden çıkarıyor. İnanabiliyor musunuz, kaç yıl oldu, bölümün ayakta kalmasını sağlayan kadronun önemli bir kısmı sözleşmeli olarak eğitim hayatını devam ettiriyor? Bölümde ders veren hocaların 2´si doktora kazanmalarına rağmen bölüm boş kalmasın diye doktoralarını tamamlayamıyorlar. Kerkük Üniversitesi´nin diğer fakültelerindeki bölümlere her imkan sağlanıyor, ancak Türk Dili ve Edebiyat Bölümü´ne gelince kapılar kapatılıyor. Biriside bana diyor ki bunları göre fazla yazma, fazla eleştirme!.. Hadi ordan, nasıl dile getirmem? Asla böyle bir şey olamaz. Eminim ki Türkmen yetkilileri konuyla ilgili uğraş veriyorlar ama kanımca yeterli değil. Çünkü, bizim siyasi ve askeri yönden elimizi kolumuz bağlamak istiyorlar... Fakat varlığımıza fazla etkileyemezler... Çünkü biz güzel dilimizi de, varlığımızı da koruyacağız.. Çünkü dil kimliktir!.. Türkçe de Türkmenler´in ve Türk´lerin kimliğidir.
|