Bazılarını göre Kerkük’e kayıp şehir sözcülüğünü uygun olmadığını düşünebilir, çünkü bu sözcük çok kalabalık insanlı olan şehirlere söylenir, ama Kerkük’te şuan itibariyle kalabalık otorite savaşı görüldüğü için yazımızda kullanmayı uygun görmüştük. Bir yandan Irak parlamentosunda Kerkük’teki yerel seçimlerin yapılması için siyasi trafik bir türlü durmak bilmiyor, diğer tarafta Birleşmiş Milletler Irak özel temsilcisi kentteki etnik gruplarla bir dizi görüşmeler yaparken, ortaya Başbakan Nuri el-Malik inisiyatifiyle kurulan Dicle operasyon komutanlığını çıktı. Bu komutanlığa Türkmenler sessiz kalmayı uygun görürken Kürtler kelimenin tam anlamıyla savaş hazırlığı pozisyonuna girdiler. İlk savaş sinyallerini Cuma günü Irak ordusu ve Kürt milisleri arasında Türkmen Tuzhurmatu ilçesinde yaşanan çatışmada bölge halkı içinde endişeli bekleyiş yarattı. Aslında Başbakan el-Maliki bu konuda taviz vermeyeceğini yaptığı adımlardan belliydi, daha önce yazdığımız gibi şayet el-Maliki geri adım atarsa gelecek genel seçimlerde çok sayıda oy kaybedeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Kerkük artık yanardağın ağzında, ama Kürtler bir daha hükümetle silahlı çatılma verirse elde ettiği siyasi kazançları çok zarara uğrayacağını düşünüyoruz, fakat Kürtler Kerkük’ü kendi bölgelerini bağlanmak konusunda çok ısrarlı o yüzden kentteki seçimlerin yapılmasını engelliyor, zira Türkmenler ve Araplar bu teze karşı, sonuçta kentin siyasi geleceğini aynı ülkede yaşanan siyasi kriz gibi kargaşa ortamına dönüşmüş bir biçimde. Şöyle diyebiliriz;"Kerkük’te Allah korusun bir çatışma yaşanırsa ve bütün gidişat öyle gösteriyor ki; Türkmenlerin durumu ne olacak? ,Türkmenler kendilerini savunmak için bir strateji var mıdır acaba? çünkü Türkmenler tam ateşin ortasında kalırlar ayrıca her tarafın kendini savunacak bölgesi var bu halde savaş alanı Türkmenlerin bölgesi olacak. bunlar hepsi söylenti yada analiz umarız dediğimizin tersi olacak ama hazırlıklı olmak bizi olayların geçekleşmesi konusunda daha temkinli davranmamızın garantisidir.
|