Milli Mücadele yolunda, Büyük Türk tarihimizin sayfalarını okurken Uzun yıllardan beri, milli dava mücadele, bayrak, toprak yurdumuz uğrunda binlerce yiğitleri, kahramanları şehit veren büyük Türk milletiyiz.
Bütün savaşlarda tarih öncelerinde hep kazanarak, zaferi elde ederek onlarca devletler, İmparatorluklar, Atabeyler kurarak dünyada atlar koşturan, kılıç oynatan Din, Allah yolundan canımızı, kanımızı adak, kurban edenleriz.
Türk milletimizin, tarihine, töresine, onuruna, gelenek, göreneğine inanarak, Bu Milli dava yolunda büyük teşkilat, örgütler kuran sağlam, kahraman, töresine sahip çıkan, ölümden korkmayan baba yiğitler, gençlerle, Ülkücülerle yola çıkarak, onların bırakmış oldukları bu yolu bu davayı sürdüreceğiz.
Yiğit kahramanlarımız bu yolu seçerken, çıkarlarını, yaşamlarını düşünmediler, her türlü acı, işkenceye kaplanmak tek olarak milletlerini, ilkelerini düşündüler.
Milli mücadele teşkilat, örgütlenen dava, prensip ilkelerine bağlı olanlardan Türk öğretmeni diye tanınan
Mehmet Korkmaz
KİFRİLİ
Korkmaz Şehidimiz
Haklı davası yolunda ölmeyen içimizde teşkilat milli kahramanlığı ile yaşayan çok büyük bir fedakârdır, şehidimiz Irak Türklerinin baş tacı iç duygusu başkenti, göz bebekleri Kerkük için şehit olmuştur hep Kerkük’ün kurtuluşunu isteyerek, tüm Türkmen bölgelerinde bulunan kardeşleriyle el, gönül birliği sağlayarak, bu toprağını, yüce bayrağını, Türkçülük düşüncesini, milli kutsal toprağını savunmuştur.
Ve temiz kanını bu yolda vermiştir.
Uzun yıllardan beri Irak Türklerinin teşkilatında çalışarak büyük katkısı olmuştur.
Bu Milli yolda korku ölüm bilmeden Irak Arap Baas rejimi iktidara gelir gelmez Irak Türklerini yok etmek bu sinsi asimilasyon yok etme politikasını Türkler üstüne uygulayarak, şehidimiz Mehmet Korkmaz birçok dava soydaşları ile direnerek şehit olarak birçok yiğit gençlerde uzun yıllar milli mücadele yolunda hapishaneye atılmışlardır.
Her türlü baskı, işkenceye, acılara dayanarak, bu milli mücadeleyi Irak Türklerinin tüm bölgelerinde şehidimiz gibi kahramanlarımız bacı, kardeşlerimiz, gençlerimiz, yaşlılarımız, kadınlarımız sürdürerek, kendilerini çıkarlarını, yaşamlarını, dünyalarını, gençliklerini düşünmeden, Irak ve dünya Türklerinin tutsaklıktan, kıyıcı rejimlerden kurtarmasını düşündüler.
Kimi kardeşlerimiz millet, toprak, Kerkük, Türklük aşkıyla şehit olarak, kimide Abu Garip Özel siyasi hapishanesine atılarak, kimi dayanamayarak şehit oldu kimide en güzel gençlik günlerini hapishanede çürüterek direndiler, okular, iyice umutlarına ulaştılar oda tek milli mücadele yolunu seçmeli olmuştur.
Ama gelelim bizler şehitlerimize ne yaptık ailelerini nasıl karşıladık ve uzun yıllar hapishanede dava için yatanları, mücadeleci kardeşlerimizi düşündük mü ?, hatırladık mı? Yoksa onları bizlerde yok etmeye çalışarak onlarla ilgilenmedik, hainlere, işbirlikçilere alanı boş bıraktık her bir milletseverde bir azıcık bile sevgi olursa artık şehitleri bu yolda mücadele verenleri unutmayacaktır, düşünecektir onlarda sisteme baş eğselerdi, mücadele etmeselerdi, hiçte tüm varlıkları bu yolda bırakmasalardı, bunlarda olamazdı. bizler onların mücadelesiyle, adları, şanları ile, kanlarıyla yaşıyoruz.
Çünkü şehitlerimiz, mücadele verenlerimizdir, bu yolun önderidir, lideridir.
Irak Türklerinin meşru, yasal haklarını elde etmek için, kendilerini, ailelerini düşünmeden mücadele ettiler.
Irak Türkleri Kerkük, Musul, Erbil, Altunköprü, Kifri Tuzhurmatu, Tisin, Beşir, Tazehurmatu, Telafer
Tüm ilçe, şehir, köylerinde yaşayan Türkler tarih boyunca şehitler veren soykırım, katliama maruz kalan bir milletir.
KİFRİ bir Türk kasabası olarak her türlü baskı, acı günleri yaşayarak, çok sayıda bilginler, yazarlar önemli şahsiyetler bakanlar, şair, sanatkârlar yetirerek, çok sayıda şehitler dava uğrunda vermişlerdir, tanınan teşkilatçı kahramanlardan şehit Fatih Şakır, Mehmet Korkmazlardır.
Şehidimiz Mehmet Korkmaz
1935 tarihinde KİFRİ
Türkmen İlçesinde dünya gözünü açmıştır,1940 Yılında
Çocuk yaşlarında anne, babasını kaybederek, çok acı günlerini yaşamaya başlamıştır.
Okulunu başarı ile bitirmeye çalışan şehidimiz çocuk yaşlarında milletini düşünerek, onda büyük bir Türkçülük sevgisini coşarak milli davaya katılmıştır.
Şehidimiz Mehmet İbrahim Korkmaz üstün çalışma başarısı ile 1957 tarihinde ilkokul öğretmeni olarak gizli olarak okulda ve kendi evinde öğrencilere Türkçe dersler vererek, öğrenciler böylece ana dillerini, Türk tarihini öğrenmişlerdi, ve Türk öğretmeni diye soyadını almıştır.
1958 Yılında genç yaşta evlenerek, 6 çocuk babası olarak ve 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük katliamından çok etkilenerek, bu acıya dayanmayarak Irak Türklerinin milli mücadelesi sürdürmek üzere büyük teşkilata katılarak, uzun yıllar davaya sahip çıkarak,
Aktaş okulunda öğretmenlik yaptığı sırada yüzlerce öğrencilere Türk dili, tarihi dersleri vermiştir.
Bu milli dava yolunda kendisi gibi sağlam çocukları Ali, İbrahim Hüseyin, Esen Yiğitleri Türk milleti için yetiştirerek, onlarda babalarının milli davaları yolunda mücadeleyi sürdürmektedirler.
1979 tarihinde Irak gizli sevisi şehidimizin çalışmasından dolayı onu Irak’ın güneyine uzaklaştırmıştır ve şehidimiz davayı sürdürmekle, güneyde olan kendilerini unutan Türklerle ilgilenerek, tekrar onları kazanmıştır.
Şehidimiz Mehmet KORKMAZ davasına gönülden inanarak, bu davayı mahalle, sokaklarda, okullarda, evlerde, iş yerlerine insanlara anlatarak, büyük bir çalışkan büyük dava mücadeleci idi, korku, ölüm bilmeyerek bir Türk kahramanı sayılırdı.
Şehidimiz 1974 tarihinde defalarca tutuklanarak, Emniyet genel müdürlüğünde Irak Türklerine Türk, dilini ve Türk tarihini öğretmekten dolayı Türkçülükle suçlanarak, 1976 tarihinde birçok değişik bölgelere sürgün olarak uzaklaştırılmıştır.
1979 Ağustos ayında Arap Baas İstihbarat gizli sevisi tarafından tutuklanarak, aylarca işkence görerek hiç konuşmadan yiğit kahraman KORKMAZ Türkçülük, Turancılık milli davasından dolayı 09 Temmuz 1980' yılında idam olarak şehit olmuştur.
Korku bilmeyen korkmaz ölüm cezasından hapishanede bile çekinmeden
Milli mücadele davasına nefesinin sonuna kadar vazgeçmeden direndi Kahır olsun Saddamcılar Arap Baas parti, yaşasın Türk milleti diye can verdi, kan verdi, şehit oldu ama satılmadı, boyun eğmedi, ne mutlu bizler bu milleti yücelten, adını tarihe yazdıran, şehitlerimizin var olmasıdır.
Ne mutlu çocuklarına öyle yiğit kahraman babaları vardır diye mutludurlar ama bizlerde onları sevmeliyiz, onlara destek vermeliyiz, yanlarında olmalıyız.
Şehidimiz Mehmet Korkmaz büyük bir dava adamı idi, bizlerle her gün görüşürdü. önemli konuları anlatarak, teşkilat, tarih dersleri verirdi. çoğunluk evi Tisin ve babamın Kerkük Büyük Köprü karşısı dükkânında yoksa Şairimiz Mustafa
Gökkaya, Dayı Nuri kahvehanesinde görüşürdük, en çok Kerkük’te açılan Türk Kültür Merkezinde Türkçe ders alarak İzmirli Öğretmen Hadi Güzel ile birlikte görüşerek, ilgilenirdik, çok sayıda bana Türkçe gazete, kitap, dergiler götürürdü. ara sıra Başkent Bağdat’ta bulunan Türk Kültür Merkezinde Aydın Kuran bey, ve büyük hocamız Profesör Mustafa Kafalı ile görüşürdük.
Çocuk yaşlarında olmama rağmen 1975 yılında 29 Ekim tarihinde Türkiye’nin Cumhuriyet bayramına katılmak için Şehidimiz Mehmet Korkmaz ben ve Harbi Gökkaya, Nazım Antika birkaç soydaşlarımızla bu milli törene katılarak, gecenin son saatlerine kadar tören sürerek, tekrar Kerkük’e döndük, hiç korkmadan ne olacağını düşünmeden, Irak istihbaratı tarafından yakınmayı göze almadan.
Şehidimiz Mehmet Korkmazın bana karşı en önemli yardımlarından biri bu davaya gözümü açtırdı. Teşkilatı, öğretti ve biz gençleri sağlam, iyi çalıştırarak, yetiştirdi ara sıra babamla bile konuşurdu babamda yakından çalışmalarımızı bizleri izleyerek, destekliyordu. kardeşim Ümit Köprülü ve birçok Irak’ın Türkmen bölgelerinde bizimle aynı teşkilatta çalışıyordu. çoğunluk gizli toplantılar, sarı tepe, Kara incir, Tazehurmatu, Telafer, Mahalebiye, Altunköprü, Ömer Mandan, Musul, Bağdat’ta, Erbil’de olurdu.
1974 yılında Şehidimiz bizlerden birkaç kişiyi Türkiye’ye göndermek istiyordu. bizler o zaman Pasaport yasaklığı olduğundan dolayı ve yaşımızın küçük olduğundan dolayı, izin vermiyordular, çalışarak bir yolunu bularak, gizli, kaçak yol ile dağlardan Türkiye’ye gittik, Türkiye’nin birçok şehirlerinde önemli görüşmeler yaparak Irak Türklerinin durumunu anlattık iki kişi olarak yanımızda 11 mektup vardı bunları önemli kişilerden Başbuğ Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Muhsin Yazıcı oğlu ve Ülkü ocaklarında, partide bulunan Türk soydaşlarımıza verdik, ve Türkiye’de gazetelerde önemli konuları bildirdik.
Bizler çok iyi karşılandık, 45 gün kaldıktan sonra tekrar gizli yol ile döndük, bu olaylar, hatıralar yaşantımın en önemli anlarıdır.
Bu büyü dava adamlarımızı, şehitlerimizi bizler nasıl unutabiliriz, her şehidin başka özellikleri, anları, kutsallıkları, mücadeleleri bulunmaktadır, onlar bizlerden bir parçadırlar, onlar bu büyük davamızı şehit olarak bu güne getirdiler, ne mutlu onlara bu yüce tarihimizi kurdular, yüceltiler, ne mutlu bizler bu büyük şehitlerin peşinde doğrudan yürürsek, milletimizin anayasal haklarını elde etmeye birlikte can atarak, kan versek, başara bilsek,
Allah ruhlarını şad etsin, yerlerini uçmaklık Cennet etsin ne Mutlu onlara ne Mutlu arkalarında kalıp izlerinde, yollarında yürüyenlere.
|