Matal* matal matına Eşek mindi atına Şeytan kuyruğuni kaldırdı Çaldı Ahmed’in yüzüne
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Kerkük’te bir köyde Ali isminde çok zengin bir ağa yaşarmış. Bu ağa köyde beğendiği kızı alıp düğün yapar, daha sonra da bir bahane bulup boşarmış. Bunun için de adı Ali Bahanegir kalmış. Ağa olduğu için kimse itiraz edemeyip kızlarını verirmiş. Köydeki tüm kızlarla evlenip, boşamış. Tek bir kız kalmış. O da çok güzel, güzel olduğu kadar da kurnazmış.
Ağa bununla evlenmek isteyince kız bir plan kurmuş. Hamile bir kadın bulup anlaşıp düğün gününü onun doğum yapacağı güne denk getirmiş. Düğün vakti gelip çatmış, eğlenceler yapılıyormuş. Gelini, Ali Bahanegir’in evine getirmişler. Gerdeğe girecekleri zaman kız bunu laflamış:
“Önce hamama gir yıkan, temizlen yatağına yat. Ondan sonra ben senin yanına gelirim.” demiş.
Ali Bahanegir, yıkandıktan sonra yatağına yatıp uykuya dalmış. Bu arada hamile kadın doğum yapmış. Kız, çocuğu hemen almış. Kanlı bezleriyle birlikte Ali Bahanegir’in yatağına koymuş. Bütün köye de yaymış ki:
“Ali Bahanegir çocuk doğurdu.” diye. Köy halkı büyük bir merakla Ağa’nın evine gelmişler. Kapıları açıp odaya girmişler ki yeni doğmuş bir bebek var. Köylülerin sesine uyanan Ali Bahanegir’e sormuşlar:
“Bu ne iştir, bu çocuğu sen mi doğurdun?”
“Ben çocuk felan doğurmadım.”
“O zaman körpe çocuk, kanlı bezleriyle yanında ne geziyor?” demişler.
Bu işe şaşıran ve çok utanan Ali Bahanegir köyünü terk etmek zorunda kalmış. Başka köye gidip yeni bir yaşam kurmuş. Köylüler de ondan kurtuldukları için sevinmişler. Gel zaman git zaman, derken aradan otuz sene geçmiş. Bir gün Ali Bahanegir demiş ki:
“Ben köyün ağasıydım, malım mülküm vardı. Çocuk meselesi de unutulmuştur. Gidip bir bakayım.”
Yola çıkmış, az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz etmiş köyüne varmış. Bakmış ki iki adam kavga ediyormuş.
Sormuş:
“Davanız nedir, neyi bölemeyip kavga ediyorsunuz?”
“Bu adam benden, Ali Bahanegir’in çocuk doğurduğu sene borç almıştı, daha vermedi. Onun için kavga ediyoruz.” demiş.
Bunu duyan Ali Bahanegir çok üzülmüş:
“Aradan otuz yıl geçti, köylüler benim çocuk doğurmamı daha unutmamışlar.” diye. Geri dönüp gitmiş, bir daha da köyüne ayak basmamış.
*Matal: Kerkük Türklerinde masal.
Not: Bu Kerkük Matalı ÖNAL; Ülkü, Ardanuç-Ahıska Masalları ve Halk Hikâyeleri. Anakara, 2004 kitabında Şemsettin Küzeci tatarından kaleme alınıp yayınlanmıştır.
|