Dertli geldin dünyaya dünyadan dertli gittin Ömrünün bir gününden hayır görmedin Hamza Yine de ne yakındın, ne de şikâyet ettin Nefsine yedirmedin, taviz vermedin Hamza *** Hep başı dik yürüdün kaderin inadına Kılcasına bir leke düşürmedin adına Sel geldi, tufan geldi, mal gelmedi yâdına Maldan ölenler için kara girmedin Hamza *** Saltanatlar önünde sarkmadın sakalını Dayamadın kirli bir ideale dalını Yüreğinden sönmedi hiç bir aşkın yalını Oysaki hiç bir aşktan bir gül dermedin Hamza *** Kalbin nasıl attıysa öyle yazdı kalemin Eşdeğerde tutmaktı dünyayı tek özlemin Hep insanız bağırdın önünde tüm âlemin Gayrı bir fikir güdüp öne sürmedin Hamza *** Ne ders aldınsa aldın Mevlana okulunda Ondandır düşmedin ki yenik dava yolunda Sanki bin Hamza vardı kocaman, her kolunda Ununu ekmek ettin ipe sermedin Hamza *** Tezgâh gibi dokudun değirmen gibi tarttın Ufuklarda pür yıldız, meydanlarda kır attın Ustaydın ve ustaca hikâyeler anlattın Öldün, boşu boşuna laflar örmedin Hamza *** Yaş vardı, işte ecel geldi kapını çaldı Güçsüzdün, kalkamadın, seni sırtına aldı Kurtardı dertlerinden, nurlar içine daldı Hayatında böyle bir sefa sürmedin Hamza **** Artık ne keder kaldı ne ıstırap ne çile Git yolun acık olsun git dostum güle güle ***
|