Ömürünün 7 yılına mâl olan bir sürede, tutuklanma ve hapis cezasından kaynaklanan gördüğü ağır işkenceler nedeni yakalandığı acımasız hastalığa yenilerek, 28 Temmuz 1991 tarihinde fani dünyasına veda eden büyük Üstad Mehmet İzzet Hattat Türkmen edebiytı ve sanatında büyük bir boşluk bıraktı. Şair, hattat, ressam ve eğitimciliği yanında Üstad Mehmet İzzet, yaşadığı yıllarda Türkmen davasının önemli bayrak isimlerinden idi. Kendisine hiç bir suç bulmayan Baas Rejimi, 1980 yılında tutukladığı Hattat hocaya Turancılık, parti kurmak, halkını rejime karşı örgütlemek nedeni ile gizli buluşmalar yapmak suçundan 7 yıllık bir hapis cezası ile yargılamıştır. Rahmetli gördüğü her türlü işkencelere rağmen hiç bir suçu kabul etmemişti. Hatta Hattat’a yapılan işkenceler soruşturması bittikten sonra, yargıçın karşısına çıkıncaya kadar da devam etmiştir. Kendisi ile Şubat 1981 de tutuklu olduğum Bağdat’ın ”Al Muhaberat” dış güvenlik Servisi Başkanlığında tanıştığım Dr. Adil Firaun’dan, rahmetli Mehmet İzzet hakkında ilginç bilgilere ulaştım. Meğer Avrupa’da 100 bin Arap öğrencisini örgütlemekle suçlanan Irak’ın güney illerinden olan Basra doğumlusu Dr. Adil Firaun mücadeleci dava liderimizin Abu Garip Cezaevinde tutuklu iken hayatını kurtarmıştır. Kendisi de suçunu kabul etmemesine rağmen idam edilen Adil Firaun, tutukluluğu sırasında işkenceye maruz kalan onlarca tutukluların kanayan yaralarını sararmış ve acılarını dindirmiştir. Firaun’un anlattığına göre o sıralarda Ahmet Düleymi ile Kasım Düleymi cellatlar, rahmetli hocayı her gece iki kişilik hücresinden çıkararak ölesiye döverek, ağır işkenceler yaparlarmış. İşkencelere büyük direniş gösteren hoca, celladlarını her seferinde takattan düşürürmüş. Firaun dedi ki: Birgün rahmetlinin işkenceler sonucu bir kaç kez bayıldığını görünce öleceğinden korktum ve celladlara “ adam ölecek elinizde ve o burada size mahkemeye kadar emanet edilmiştir. Ölürse sizi cezasız bırakmazlar” söyliyerek uyardım. Ondan sonrada bir daha dövmediler. Aradan günler geçti bizler de hakimin karşısına çıkarak yargılandık ve Abu Garip cezaevine gönderildik. Birgün rahmetli hoca ile hapisanenin avlusunda yürüyerek geçmişten konuşuyorduk. O arada rahmetli hocaya rahmetli Dr. Adil Firaun’dan söz açınca, hoca dedi ki: Hiç sorma Ümitciğim son nefesimi vermekteydim Cellad Ahmet ile Kasımların elinde. Vallah adam Hızır gibi yetişti ve kurtardı beni ellerinden. Dedim ne yazık idam edildi Adil Firaun. Biliyorum ve çok üzüldüm ümitciğim. Allah rahmet eylesin büyük lider Mehmet İzzet Hattat hocayı.. Allah rahmet eylesin Dr. Adil Firaun kardeşimizi.. Mezarları nurla dolsun.
|